çocuk parkı
MAVİŞEHİR'DE İKİ ÇOCUK PARKI VARDIR. BİRİSİ ÇAĞDAN GAZİNOSU’ YLA AŞK GEMİSİ ARASINDADIR, DİĞERİ DE KUMSALIN HEMEN GERİSİNDEDİR. BU İKİ PARKIN BİRBİRLERİNDEN ÇOK AYRI HAVALARI OLDUĞUNA İNANIRIM BEN. ŞEHİRLERDEKİ PARKLARDA OLDUĞU GİBİ KEL TOPRAK YA DA BETON DEĞİLDİR ZEMİN. YAZ SICAĞINDAN İYİCE KAVRULMUŞ VE SARARMIŞ OTLAR VARDIR. ÖYLE GÜZEL KOKARLAR Kİ, SALT BUNUN İÇİN BİLE GELİNİR PARKA. ESKİDEN ÇAYIRDAKİ ÜSTÜ AÇIK ATARİ SALONUNDA, KAHRAMANININ DÖRT KOVBOY OLDUĞU – BOB, STEVET, BILL VE CORMANO – BİR OYUN VARDI: SUNSET RIDERS. O ZAMANLARIN FAVORİ OYUNUYDU, BEN DE MÜPTELALARINDANDIM. OYUNDAKİ KOVBOYLARA ÖZENİR, PARKTAKİ SAMAN ÇÖPLERİNİ DUDAKLARIMIN ARASINDA TUTAR, BÖYLECE ONLARA BENZEDİĞİMİ DÜŞÜNÜR, TUHAF BİR KARDEŞLİK DUYGUSU HİSSEDER, SEVİNİRDİM. BENİM GİBİ BİRÇOKLARININ DA AĞZINDA SAMAN ÇÖPLERİYLE 'TAKILDIĞINI' BİLİRDİM. ŞEHİRLERDEKİ PARKLARDAN FARKLI OLARAK GENÇLER GÜN İÇERİSİNDE DE PARKIN YAKININDA HATTA BAZEN KÖŞESİNDEKİ BANKLARDAN BİRİNDE OTURUYOR OLURLARDI. OYSA ŞEHİRLERDE DAHA ADALETLİ BİR TAKSİM YAPILMIŞTIR. PARKLAR GÜNDÜZLERİ ÇOCUKLARA; GECELERİ SARHOŞLARA, AŞK ACISI ÇEKENLERE, AŞKINDAN YERİNDE DURAMAYANLARA VE YALNIZLARA AİTTİR. MAVİŞEHİR' DE HENÜZ GECE OLMADAN, AKŞAMIN İLK SAATLERİNDE YETİŞKİNLER PARKI İŞGALE BAŞLARLAR. GENELDE KUYTU BİR KÖŞEYE VEYA PARKIN DUVARINA OTURURLAR. ESKİDEN PARKIN KARŞISINDA BİR ROMA DONDURMACISI VARDI. BEYAZ RENKLİ DEMİR TENTELERİ OLAN KÜÇÜCÜK BİR DÜKKANDI. DONDURMACI NASUH' UN TEK CİDDİ RAKİBİ OLMUŞTUR. UNUTULMAYAN BAŞKA DONDURMACISI DA OLMAMIŞTIR MAVİŞEHİR' İN ROMA DONDURMACISINDAN SONRA. O ZAMANA KADAR YALNIZCA BEYAZ KÜLAHLARI BİLEN BİZLER –Kİ ONLARI DA ÇOĞUMUZ YEMEZ, DONDURMA BİTİNCE ÇÖPE ATARDIK- İLK KEZ KORNET KÜLAHLA VE KREPLE TANIŞTIK. AKŞAMÜSTÜ PARKIN OLDUĞU TARAFTAN MAVİŞEHİR' E ADIMINIZI ATARSANIZ BURNUNUZA O MİS GİBİ KOKUSU GELİRDİ HEMEN. RENGAHENK GİYİNMİŞ GENÇ KIZLAR DONDURMA ALMAK İÇİN BEKLEŞİRLERDİ, BELKİ DE BU YÜZDEN GÜZEL GENÇ KIZLARIN YANIK KARAMELA, SÜT VE KÜLAH GİBİ KOKTUĞUNU DÜŞLERDİM. NASUH' UN KAYMAKLI VE ÇİKOLATALI DONDURMASI MEŞHURDU, ZATEN PEK DE ÇEŞİT YOKTU. LİMONLU, TUTTİ FRUTTİLİ ( ŞİMDİLERE KADAR GELEMEMİŞ BİR ÇEŞİT NE YAZIK ), KARAMELLİ, VİŞNELİ VE ÇİLEKLİ VARDI BİR DE. NASUH TAT KADAR RENGİ DE ÖNEMSER, BİZ ÇOCUKLARIN DONDURMAYI TADI İÇİN DEĞİL RENGİ İÇİN YEDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜR, BİZİ DE BUNA İNANDIRIRDI. ÇİLEKLİ BULAMADIĞIMIZDA BİZE VİŞNELİ TEKLİF ETMESİNDEN ÇIKARIYORUM TÜM BUNLARI. ROMA DONDURMACISI'NDA İSE HER ÇEŞİDİ HER AN BULABİLİRDİNİZ. KROKANLI, NANELİ, KAVUNLU, KİVİLİ ( 'KİWİLİ' YAZARDI BATILI OLDUĞUNU GÖSTERMEK İÇİN ), TARÇINLI, KAHVELİ, MUZLU, ANANASLI, AHUDUDULU, ÇİKOLATA PARÇACIKLI, VANİLYALI ( 'SADE DONDURMA'NIN NASUH' DAKİ KARŞILIĞI KAYMAKLI, ROMA DONDURMACISI'NDAKİ KARŞILIĞI VANİLYALIYDI ), CEVİZLİ, FISTIKLI, FINDIKLI… YILLARDIR NASUH' TAN DONDURMA YEMİŞ OLAN BEN VE BENİM GİBİ BİRÇOKLARI ROMA DONDURMACISINDAN DONDURMA ALMAYA UTANIR, NASUH' A GİTMEK ZORUNDA HİSSEDERDİK KENDİMİZİ. ROMA DONDURMACISINDAN DONDURMAYI HEP GİZLİ GİZLİ ALIR, NASUH' UN ÖNÜNDEN GEÇMEZ, YOLUMUZU DEĞİŞTİRİRDİK. BİRKAÇ GÜN ÜST ÜSTE ÖTEKİ TARAFTAN ( ROMA DONDURMACISI 'ÖTEKİ' DİR ) DONDURMA ALMIŞSAK, NASUH AYMASIN DİYE BİR DE ONDAN DONDURMA ALIRDIK. NE ZAMAN ÖTEKİNDEN SONRA NASUH' A GİTSEM KENDİMİ KÖTÜ HİSSEDER, NASUH' UN ÖTEKİ TARAFTAN DA DONDURMA ALDIĞIMI BİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜRDÜM. ENSESİNDEKİ MENDİL DAHA NEMLİ, KAŞLARI DAHA ÇATIK VE ALNI DAHA ÇOK TERLİYOR GİBİ GELİRDİ O ZAMANLAR BANA. DONDURMAYI ALIR ( " BİR MİLYONLUK SİYAH-BEYAZ OLSUN ABİ " ) HİÇ LAFI UZATMADAN ORADAN KAÇARDIM. ÖTEKİ TARAFTAN DONDURMA ALDIĞIMDA DA "LÜTFEN NASUH ABİ' NİN HABERİ OLMASIN" KABİLİNDEN BİR BAKIŞ ATAR, KARŞIMDAKİNİN SIR TUTMAYI BİLEN BAKIŞLARINI GÖRÜNCE RAHATLAR VE KEYİFLE DONDURMAMI YERDİM. ZAMAN GEÇTİKÇE SIRRIMI SAKLADIĞI İÇİN ROMA DONDURMACISI'NA DA BORÇLU HİSSETMEYE BAŞLAMIŞTIM KENDİMİ. NASUH, ABİYDİ VE ONA İSMİYLE SESLENİRDİK ÇÜNKÜ O DA BİZİM GİBİYDİ, BİZDENDİ. ÖTEKİ İSE ROMA DONDURMACISI'YDI, BİR İSMİ YOKTU. NASUH ABİ YILLAR EVVEL SEVEREK EVLENDİĞİMİZ EŞİMİZDİ SANKİ VE ÖTEKİ DE BİZİM MUHİTE YENİ TAŞINMIŞ AVRUPALI BİR KIZDI. ONA HER GİDİŞİMİZDE SUÇLULUK DUYSAK DA KENDİMİZİ ALAMADIK HİÇBİRİMİZ. ZAMANLA ÖTEKİNE SIRLARIMIZI VERDİKÇE DURUM ÖYLE BİR HAL ALMIŞTI Kİ, SANKİ O BİZE DEĞİL BİZ ONA MUHTAÇ OLMUŞTUK. ROMA DONDURMACISI GÜZEL, AZ KONUŞAN VE YABANCI BİR KIZDI. NASIL OLDUĞUNU BİLMEDEN GÖZDEN KAYBOLDU VE HİÇ BUNLAR OLMAMIŞ GİBİ NASUH' A DÖNDÜK TEKRAR. ARTIK O DA KROKANLI, MUZLU, FISTIKLI DONDURMALAR YAPIYOR, YİYEBİLECEĞİMİZ KORNET KÜLAHLARI SATIYORDU. HİÇ BİRİSİ ROMA DONDURMACISI’ NIN YERİNİ TUTMUYORDU TABİİ. BATILI OLMAK İÇİN SAÇLARINI SARIYA BOYATAN KIZLAR GİBİYDİ ARTIK NASUH AMA ONU HER HALİYLE SEVİYOR GİBİ GÖZÜKECEK KADAR MAHCUPTUK BİZ DE. ROMA DONDURMACISI KAPANDIKTAN SONRA PARKIN DUVARINA ERKEN SAATTE ÇÖREKLENMEK İÇİN BİR BAHANEMİZ DE KALMAMIŞTI.
BİR DE PARKLARIN ÖNÜNDE, YANINDA, BERİSİNDE KURULAN TEZGAHLAR VARDIR. ÇAĞDAN TARAFINDAKİNDE KİTAP SATILIRDI. TEZGAHIN BAŞINDA O KİTAPLARIN HİÇ BİRİNİ OKUMAMIŞ, BİR TANESİNE O GÜN BAŞLAYAN SATICI YA DA SATICILAR DURURDU. ELİNDEKİ KİTAPLARIN HEP İLK SAYFALARINDADIRLAR FAKAT SİZE ORADA BULUNAN KİTAPLARDAN BİRİNİ, KENDİLERİNİ DERİNDEN ETKİLEMİŞ GİBİ DOSTÇA TAVSİYE EDERLER. KUMSAL TARAFINDAKİNDEYSE GÜMÜŞ KOLYELER, KÜPELER, HALHALLAR, BİLEKLİKLER SATILIR. YANLARINDA GETİRDİKLERİ TAŞINABİLİR BİR AMPULÜ TEZGAHIN ORTA YERİNE KOYARLAR VE SİYAH KADİFE ÖRTÜ ÜZERİNE GÜMÜŞ TAKILARI DİZERLER. BİR ZAMANLAR PİRİNCE İSİM YAZARLARDI, BİR BAŞKA YAZ DA BURCUNUZA GÖRE UĞURLU TAŞLAR SATARLARDI. UĞUR GETİRSİN DİYE BEN DE ONLARDAN BİR TANE ALMIŞ AMA TAKMAYA UTANMIŞ HEP CEBİMDE YA DA YASTIĞIMIN ALTINDA TUTMUŞTUM. "İKİZLER BURCU MUSUNUZ?" DİYE SORAR SİZ DE "EVET" DERDİNİZ. GÜNLERDİR TAŞI ORADA SİZİN İÇİN BEKLETİYORLARMIŞ HAVASI VEREREK " İKİZLER BURCUNUN TAŞI BU" DERLERDİ GÖZLERİ SEVECENLİKLE IŞILDAYARAK. TIPKI İSMİMİZİN YAZILI OLDUĞU PİRİNÇ GİBİ BİZE KENDİMİZİ ÖZEL HİSSETTİRİRDİ BU TAŞLAR. ŞANSA HERKESİN, HER DÖNEM İHTİYACI OLACAĞI GİBİ BENİM DE VARDI. KİMSEYE GÖRÜNMEMEYE ÇALIŞARAK, BURCUMU SÖYLEYİP HİÇ PAZARLIK ETMEDEN VE TAŞI SİMLİ KÜÇÜK SİYAH POŞETLERE KOYMALARINI BEKLEMEDEN PARAYI VERİP UZAKLAŞTIM. BENİ UTANDIRAN ŞANSA İHTİYACIM OLMASI DEĞİL, 500.000 LİRA VERDİĞİM ŞU TAŞTAN MEDET UMACAK KADAR ÇARESİZ VE KENDİMİ KAYBETMİŞ OLMAMDI. BUNUN O ZAMAN DA FARKINDAYDIM AMA KENDİMİ ENGELLEYEMEMİŞTİM. DAHA SONRAKİ YILLARDA NE İSİMLERİMİZİN YAZILI OLDUĞU PİRİNÇLER NE DE BU ŞANS GETİREN TAŞLAR KALDI. ÜZERLERİNDE BAZI ÜNLÜ VE PAHALI MARKALARIN LOGOLARI BULUNAN YÜZÜKLER, BİLEKLİKLER, KOLYELER MODA OLDU SONRADAN. BUNLARI FUKARA GENÇLER ALIRDI GENELDE, BÖYLECE KIZLARA ZENGİN OLDUKLARINI SEZDİRECEKLERİNİ ZANNEDERLERDİ. KIZLARSA ONLARA ACIMADAN ÇOK KÜÇÜMSEMEYLE BAKARLAR VE ONLARIN DUYMAYACAĞI BİR SESLE KİKİRDER, ONLARLA ALAY EDERLERDİ. ONLARIN DUYMAMASINI İSTERLERDİ ÇÜNKÜ KENDİLERİNE 'BULAŞMALARINDAN' KORKARLARDI. ALAYA ALMA NEDENLERİ O YÜZÜKLERİN UCUZ OLMASI MIYDI YOKSA ÇOCUKLARIN O YÜZÜKLERLE KENDİLERİNİ ZENGİN GÖSTERDİKLERİNE İNANACAK KADAR SAF OLMASI MIYDI BİLEMİYORUM. ÇOCUKLARIN O YÜZÜKLERLE KENDİLERİNİ ZENGİN GÖSTEREBİLECEKLERİNE KENDİLERİNİN DE İNANDIKLARINI SANMAM. BENCE NASIL OLSA ELDE EDEMEYECEKLERİ BU KIZLARLA ALAY ETMEK İÇİN, ONLARI PARA KARŞISINDA HER İSTEKLERİNİ YERİNE GETİRECEK FAHİŞELER GİBİ GÖRÜYOR VE BUNU KIZLARA DA HİSSETTİRMEYE ÇALIŞIYORLARDI. PEKİ NEDEN KUMSAL TARAFINDAKİ PARKTA TAKI SATILIYORDU DA ÇAĞDAN TARAFINDAKİNDE KİTAP? GECE VAKTİ KUMSALA GİDİYORSANIZ ŞANSLI OLMAYA VE GÜZEL GÖRÜNMEYE İHTİYACINIZ VARDIR. ÇAĞDAN TARAFINDAKİ PARKTAYSA KİTAPLARDA TESELLİ ARARSINIZ. BAŞKA HİKAYELER OKUYARAK KENDİNİZİNKİNİ UNUTMAYA ÇABALARSINIZ. KUMSAL TARAFINDAKİ PARK AŞKLARIN İLK DURAĞIYSA, DİĞER PARK ONLARCA SON DURAKTAN YALNIZCA BİRİDİR.
ÇAĞDAN TARAFINDAKİ PARKIN KÖŞESİNDE TERS DÖNMÜŞ BEYAZ BİR TEKNE VARDIR. DENİZE AİT ŞEYLER KARADAYKEN HÜZÜNLÜ DURUYORLAR. BU PARKI BELKİ DE BU YÜZDEN HEP KEDERLE HATIRLAYACAĞIM. AŞK GEMİSİNDE YER BULAMAYANLAR, TEZGAHTAN YENİ SATIN ALMIŞ OLDUĞU KİTABIN ARKA KAPAĞINI OKUYARAK HİKAYEYE DAİR İPUCU ARAYANLAR, TERMİNALE GİTMEDEN EVVEL SON KEZ MAVİŞEHİR'E BİR BAKMAK İSTEYENLER YA DA SOLUKLANANLAR, TEKNE ÜSTÜNE OTURUP DERTLEŞENLER, ALTINKUM DOLMUŞUNDAN İNİP MCCEMAL'DEN YENGEN SİPARİŞ EDEN ARKADAŞINI BEKLEYENLER, MCCEMAL' E YENGEN FİŞİNİ VERMİŞ VE SIRANIN KENDİSİNE GELMESİNİ BEKLEYENLER VE MCCEMAL'DEN ALDIĞI YENGENİ YİYENLER VARDIR BU PARKTA. BİR BENZERİNİ GÖRMEDİĞİM KOCA BİR SALINCAK VARDIR ORTADA. BEŞ KİŞİLİKTİR AMA SERSERİLİK YAPIP DEMİRLERE ÇIKARSANIZ YEDİ KİŞİ SIĞABİLİRSİNİZ.
BİR KIZ SEVMİŞTİM MAVİŞEHİR'DE. ÇOCUKTUM. ERTESİ SABAH GİDECEKTİ VE KİM BİLİR ONU BİR DAHA NE ZAMAN GÖRECEKTİM. MAVİŞEHİR'DEKİ SON AKŞAMINI BERABER GEÇİRMİŞ FAKAT BAŞBAŞA KALAMAMIŞTIK. EVE DÖNME VAKTİ GELDİĞİNDE ONU BIRAKMIŞ, KOŞA KOŞA BALKONA ÇIKMIŞTIM. YAKAMOZ 9'DA OTURUYORDUM VE BALKONUMUZDAN ONLARIN BALKONU GÖRÜNÜYORDU. BALKONA ÇIKIP BENİM ONU BEKLEDİĞİMİ GÖRÜNCE KEDERLE GÜLÜMSEMİŞTİ. AYRILACAĞIMIZ İÇİN ONUN DA ÜZÜLÜYOR OLMASI BENİ ÇOK MUTLU ETMİŞTİ. MUTLULUK BENİM İÇİN O 'AN'DI. BAZEN YANINA BİRİLERİ GELİP OTURUYORDU. BANA BAKARKENKİ SEVECENLİĞİ ANİDEN KAYBOLUYOR, KENDİNİ TOPARLIYOR, KAŞLARINI ÇATIYORDU. ONDAN YÜZ BULAMAYINCA İÇERİYE GİDİYORDU YANINDAKİ. BENİM DIŞIMDA KİMSEYE SEVECENLİKLE BAKMASIN İSTERDİM. O DA BUNU BİLİRDİ SANIRIM. BALKONDA YALNIZ KALIR KALMAZ TEKRAR YÜZÜNÜ BENDEN YANA ÇEVİRİYOR VE AYNI TATLILIKLA BAKIYORDU. BENİM YANIMA BİRİ GELECEK OLSA KENDİNİ TUTAMAZMIŞ GİBİ YAPIP GÜLÜYOR, BENİ DE GÜLDÜRMEYE ÇALIŞIYORDU. MUTLULULUĞUMU SAKLAYAMAZDIM. KENDİMİ ELE VERİNCE YANIMDA YA DA KARŞIMDA OTURMAKTA OLAN 'DİĞER' KİŞİ MERAKLA ARKASINA DÖNER NEYE GÜLDÜĞÜMÜ ANLAMAYA ÇALIŞIRDI. BİR SAAT OLDU YA DA OLMADI, AYNI KEDERLE "ELİMDE DEĞİL" DERCESİNE BOYNUNU BÜKEREK İÇERİ GİRDİ. SABAH UYANAMAM KORKUSUYLA (BUNA AŞK ACISI DEMEYE DİLİM VARMIYORDU O ZAMANLAR) TÜM GECE UYUMAMIŞTIM. İSTESEM DE UYUYAMAYACAĞIMI BİLİYOR AMA BİLMİYOR GİBİ DAVRANIYORDUM. BİRKAÇ AY SONRA, KIŞ BAŞINDA TEKRAR GÖRÜŞTÜĞÜMÜZÜ, SOĞUKTAN ÜŞÜYEN ELLERİNİ TUTTUĞUMU, KIZARMIŞ YANAKLARINI ÖPTÜĞÜMÜ DÜŞLEDİM HUZURLA. BELKİ OTURDUĞU EVİ GÖRÜRDÜM; YATAĞINI, YEMEK YEDİĞİ MASAYI, KALEMLERİNİ, DEFTERLERİNİ, SALONDAKİ KOLTUĞU... HİÇ YOKSA, BENİ GÖRENE KADAR VAKİT GEÇİRMEK İÇİN OTURDUĞU YERLERİ ( HAYALLERİMDE O DA BENİM GİBİ ÇOK AŞIKTI ), HER GÜN YÜRÜMEK ZORUNDA OLDUĞU YOLLARI, OKULUNU, TAHTA SIRASINI, ONUN BAKTIĞI GÖKYÜZÜNÜ, OKULU KIRDIĞINDA GİTTİĞİ YERLERİ GÖRÜRDÜM. BAZEN DE BİR TELEFON KULÜBESİNDEN ONU ARADIĞIMI, BANA BAŞKA BİRİNE AŞIK OLDUĞUNU VE ONU BEKLEMEMEMİ ÖĞÜTLEDİĞİNİ HAYAL EDER, KAHROLURDUM. SABAHA KADAR HAYAL KURDUM VE NİHAYET VAKİT GELDİ. SESSİZCE GİYİNDİM VE KİMSELERE GÖRÜNMEDEN ONUN EVİNİN ALTINDA BEKLEMEYE GİTTİM. MARTI 14'ÜN ALTINA GELİNCE GÖRDÜM Kİ, BEYAZ SABAHLIĞI ÜZERİNDE, UYKUDAN ŞİŞMİŞ GÖZLERLE BENİ BEKLİYOR BALKONDA. UYUYABİLMİŞ OLDUĞUNU FARK EDİNCE KAHROLDUM AMA BELLİ ETMEMEYE ÇALIŞTIM. HEMEN AŞAĞI GELEMEYECEĞİNİ, YARIM SAAT KADAR BEKLEMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEYİNCE HEMENCECİK APARTMANIN KARŞISINDAKİ DUVARIN DİBİNE OTURDUM. BAŞIMI YUKARI KALDIRIP TATLI GÜLÜMSEMESİNE KARŞILIK VERMEYE ÇALIŞTIM. GÜNLÜĞÜNDEN BENİ SEVDİĞİNİ YAZDIĞI SAYFALARI ATIYOR BEN DE İŞTAHLA OKUYORDUM. "ONU SEVDİĞİME İNANMIYOR SANIRIM… ONU SEVİYORUM… ÇOK GÜZEL GÜLÜYOR... KÜÇÜK BİR OĞLAN GİBİ UTANGAÇ… GİTMEK İSTEMİYORUM…" KEDERİMDEN VE MUTLULUKTAN ÖLECEKTİM SANKİ. BİRDEN GÖZLERİNİN İÇİ PARLADI, HIZLA YERİNDEN DOĞRULUP İÇERİ GİRDİ. BEN DE AYAĞA KALKTIM ENDİŞEYLE. BİRKAÇ DAKİKAYA KALMADAN MARTI 14’ÜN KAPISINDA BELİRDİ VE İŞARET PARMAĞINI DUDAKLARINA GÖTÜREREK SUS İŞARETİ YAPTI. İKİMİZ YOLUN İKİ AYRI UCUNDAN YÜRÜDÜK BİRBİRİMİZİ TANIMIYOR TAKLİDİ YAPARAK. TOYDUK. KÖŞEYİ DÖNÜNCE ELİMİ TUTTU. KUMSALIN ARKASINDAKİ PARKA DOĞRU KOŞTUK. PARKIN EN UCUNDAKİ KÜÇÜK SALINCAĞA OTURDU. BEN DE HEMEN ÖNÜNDEKİ AĞACIN DİBİNE ÇÖKÜP AVUCUMDA TAŞLAR UFALAMAYA BAŞLADIM BAŞIMI YERDEN KALDIRMADAN. ONA ONU NE KADAR ÇOK SEVDİĞİMİ, ONU HİÇ UNUTMAYACAĞIMI, SABIRLA BEKLEYECEĞİMİ SÖYLEMEK İSTİYORDUM. OYSA NEREDEYSE GİDECEĞİ İÇİN MUTLUYDU. KAHKAHALAR ATARAK SALLANIYORDU. SÖYLEYECEKLERİMİN SIRASI DEĞİLDİ DEMEK Kİ DİYE DÜŞÜNDÜM. ARKASINDAKİ DENİZE BAKTIM HÜZÜNLE. BENİM SUSKUNLUĞUMA ALDIRIŞ ETMEMESİNE ÜZÜLDÜM. SEVİLMİYORDUM. BİR TELEFON KULÜBESİNDE, ONUN BAŞKASINA AŞIK OLDUĞUNU İŞİTECEĞİM HAYALİNİN GERÇEKLEŞECEĞİNE İNANMAYA BAŞLADIM. "İÇİMDEN ÜÇE KADAR SAYACAĞIM, EĞER BAKIŞLARI BANA DEĞMEZSE BENİ SEVMİYORDUR" , "EĞER ŞU ÇOCUK KUMSALA SAPARSA BENİ SEVİYORDUR, ÇAYIRA DOĞRU YÜRÜRSE SEVMİYORDUR", " ŞU KARINCA SAMAN ÇÖPÜNE TIRMANIRSA BENİ SEVİYORDUR, YOLUNA DEVAM EDERSE SEVMİYORDUR" VAKİT GELDİ VE ONU UĞURLAMAYA GİTTİM. SARILDIĞIMDA BİR CEVAP BEKLER GİBİYDİM, ONDAN GELECEK BİR İŞARET. "ÖNCE O UZAKLAŞTIRIRSA GÖVDESİNİ BENİ SEVMİYORDUR" ARKASINDAN EL SALLADIM SONRA. "DÖNÜP BİR KEZ DAHA EL SALLARSA BENİ SEVİYORDUR" ARDINDAN KOŞA KOŞA KUMSALIN ARKASINDAKİ PARKA GELDİM. ORAYI HİÇ BÖYLE KEDERLİ GÖRMEMİŞTİM. PARKTAKİ HER ŞEY, ONUN BENİ SEVMEDİĞİNİ BİLİYOR SANKİ. BANA SÖYLEMEYE YÜZLERİ YOKTU. HEPSİ YÜZÜNÜ DİĞER TARAFA ÇEVİRİYOR GİBİ GELDİ BANA. AĞACIN ALTINA OTURUP, AVUCUMDA TAŞ UFALAMAYA DEVAM ETTİM.
