mabed

SARIKUM'UN GÜNEY UCUNDAN DENİZE GİRMEK GÜÇTÜR. HEM KAYALAR SARPTIR, HEM KIYISINDA YOL YOKTUR, HEM DE KIYIYA KOMŞU SIĞ DENİZ, DENİZ KESTANELERİYLE DOLUDUR. BURNUN SIRT KISMI İSE YAZ BAŞINDA YEŞİLİN HER TONUNDAN YABANİ OTLARLA VE KELEBEKLERLE DOLUDUR. AĞUSTOS AYINDA SAPSARI OLUR. ZEYTİN AĞAÇLARI ALTINA BALYA HALİNDE KORLAR BU OTLARI. PAZAR SABAHLARI İZLEDİĞİMİZ KOVBOY FİLMLERİNİN TESİRİYLE, PEK SEVERDİM BU GÖRÜNTÜYÜ. SIRTTAN, BURNUN UCUNA DOĞRU YÜRÜDÜKÇE OTLAR SEYRELİR, KAYALAR KESKİNLEŞİR. AYAĞINIZI KOYACAĞINIZ YERLERİN ÇOĞU DA DİKENLİ ÇALILARLA KAPLIDIR. KİMİ ZAMAN DA BAŞIBOŞ KÖPEKLER HAVLAR. YARI YOLA GELDİ Mİ SÜNGÜNÜZ DÜŞER, DÖNERSİNİZ GERİ. İNAT EDER DE SONUNA KADAR VARIRSANIZ NEFİS BİR MANZARAYLA KARŞILAŞIRSINIZ. BURADA NADİREN BİRİLERİ OLUR. 

​

BİR DE YOLUN SONUNA DOĞRU, SARIKUM'A BAKAN YAMAÇTA, BODUR BİR ARDIÇ AĞACI VARDIR. BİR KAYAYI YARMIŞ, ORTA YERİNDEN ÇIKMIŞTIR. GÖLGESİNİN DÜŞTÜĞÜ TAŞA İKİ KIÇ ANCAK SIĞAR. SEVDİĞİM KIZIN MAVİŞEHİR'DE OLMADIĞI YAZLAR, AĞACIN GÖVDESİNİN OLUŞTURDUĞU BU OYUĞUN İÇERİSİNE, ONA YAZDIĞIM MEKTUPLARI BIRAKIRDIM. BURASI SADECE İKİMİZİN BİLDİĞİ BİR KUYTUYDU. O, MEKTUPLARIMI OKUR VE BANA CEVAP YAZARDI. BU MEKTUPLAR, YALNIZCA İKİMİZİN BİLDİĞİ, GİZLİ BİR DİLLE YAZILIRDI. HÂLÂ DAHA BURADAN MEKTUP ALIR, MEKTUP BIRAKIRIM. BU KUYTU, BİZİM MABEDİMİZDİ.